blank
  1. Anasayfa
  2. Veteriner Hekimlik
  3. Veteriner Hekimlik Tarihi

Veteriner Hekimlik Tarihi

Veteriner Hekimlik tarihi insanlık tarihinde en eski mesleklerden biridir. Hayvanların evcilleştirilmesi, ıslah edilmesi, üretimi, hayvan hastalıklarının sağaltımı, hayvan ve hayvansal ürünlerin sağlıklı bir şekilde insan tüketimine sunulması da veteriner hekimlerin sorumluluğundadır. İlk evcilleştirilen hayvan ile veteriner hekimlik mesleğinin de başladığı kabul edilir. Son 100 yılda veteriner hekimlik tarihi muazzam bir değişim gördü ve gelişti. Veteriner tıbbının ilk kökleri, son bir kaç yüzyılda veteriner hekimlik tarihinde yaşanan gelişmeler ve teknolojinin yükselişi ile yaşanan değişiklikleri aşağıda ele alınmış olan konulardan inceleyebilirsiniz.

Veteriner Hekimliği Tarihi ile ilgili yazıdan önceki dönemlere ait kaynaklara; Mezopotamya, Eski Mısır bölgesinde kabartmalar, Asur Kralı III. Satlemanester Dikilitaşında röliyefler, Lascaux mağarasındaki resimler, Yazının icadından sonra ise Hamurabi Kanunlarının yazıldığı Babil Kil tabletler, resimler, papiruslar, dini ve tatbiki kitaplar, Naseri, Tuhvetülfarisin Fi Ahval-i Huyul El-Mücahidin Baytarnameler örnek verilebilir.

Veteriner Hekimliği Mesleğinin Doğuşu

Hayvanın eti, sütü, derisi ve kemikleri ile insanın kullanımına girmesi, insanın kendi sağlığı kadar hayvanların sağlığı ile de ilgilenmesine neden olmuş; böylece veteriner hekimlik doğmuştur. Yüksek verim elde etme araştırmalarıyla birlikte, hayvanların verimlerinin düşmesine veya ölümlerine sebep olan hastalıkların teşhis ve tedavi yolları da araştırılmıştır. Veteriner hekim, hayvan sağlığının korunması için önlemler alan, hastalıklara tanı koyan, tıbbi ve cerrahi girişimlerde bulunarak hastalığın tedavisini sağlayan kişidir. Veteriner hekimliği mesleği, diğer uğraş alanlarına göre çok daha köklü, konvansiyonel bir meslek dalıdır.

Veteriner Tıbbının İlk Kökleri

Veteriner hekimlik tarihi birçok teoriye göre günümüzden yaklaşık 15.000 ya da 20.000 yıl önce hayvanların evcilleştirilmesiyle başlar. Bilinen ilk veterinerlik uygulaması MÖ 9.000’de Ortadoğu’da ortaya çıktı. Koyun çobanları, hayvanlarını tedavi etmek için, sürülerine göz kulak olan köpekler de dahil olmak üzere, ilkel tıbbi beceriler kullandılar. Binlerce yıl sonra, MÖ 4.000 – 3.000 yılları arasında Mısır’da hayvanların tıbbi tedavisi daha yaygın hale geldi, ancak hala büyük ölçüde gelişmemişti. Eski insanlar kedileri, kümes hayvanlarını ve köpekleri evcilleştirmeye başladılar ve sahipleri, bugün çoğumuzun yaptığı gibi onları evlerinin bir üyesi olarak gördü. İnsanlık taş devrinden çıkıp hayvan yaşamını evcilleştirdikçe, çalışan köpeklerin ve hasta hayvanların ihtiyaçlarını karşılamak doğal önemli hale geldi.

Yaklaşık olarak MÖ 1.900’de birileri, dört kutsal Hindu metninde veterinerlik tıbbı ile ilgili ilk yazılı kayıtları ele geçirdi. Bu metinler içinde, insan ve hayvan tıbbı alanlarını ana hatlarıyla belirten iki ayrı yazı vardır. Bin yıl sonra, 1850’de arkeologlar, papirüsten yapılmış eski bir veterinerlik tıp ders kitabının parçalarını keşfettiler. Bu metin kuşlar, sığırlar, köpekler ve balıklarla ilgili hastalıkları kapsar. Atlar, ulaşım, tarım ve ticaret için ekonomik olarak önemli oldukları için eski tıbbi bakımın birincil odak noktasıydı.

Veteriner Hekimliği Adlandırılması


İlk uygarlıklardan Mezopotamya’da da, hastalık tedavisinin rahip – hekimler tarafından yapıldığı belirtilmektedir. Kahun papirüsü denilen en eski papirüs (MÖ 2 bin-1850’ler), hayvan tedavisinden bahsetmektedir.

Yazılı tarihte bilinen ilk veteriner Urlugaledinna’dır. MÖ 2121-2118 arası hüküm süren Lagaş kralı Ur-Ningirsu altında hizmet verdi. Kişisel kimliği yerine geçen silindir bir mührü vardı ve kendisi burada bir çift maşa ve Ninazu’nun yılanlı asası ile gösterilir. İnsanlardan çok hayvanlar üzerinde çalışmıştı.

Tarih boyunca birçok uygarlıkta veteriner hekimlere farklı unvanlar verilmiştir; Monai-Su, Palakapya, Salihotriya, Salutri, Hippiatroi, Dampezişk, Baytar vb. gibi. Ancak bu isimlerden şüphesiz batıda en yaygını, Roma İmparatorluğu’nda veteriner hekimleri nitelemek için kullanılan “Medicus Veterinarius”tur. Latince olan bu ifade o dönemde “Hayvan Hekimi” anlamında kullanılmıştır.

Veteriner hekimlik tarihinde, Veteriner kelimesi Latince veterinae / veterīnārius kökeninden gelir. İlk kez Thomas Browne tarafından 1646 yılında basılı olarak kullanmıştır. Hayvan hastalıklarının tanı ve tedavisi, hayvanların ıslah ve üretimi, üretiminden tüketimine kadar olan tüm aşamalarda hayvansal ürünlerin halk sağlığı açısından muayene ve denetimi işlevlerinden sorumlu hekim, veteriner, baytar.

Eski Çin Veteriner Hekimlik Tarihi

Veteriner Hekimlik tarihine dair en eski kayıtlı belge Çin’den gelir. En ünlü Çin ilahlarından Fuxi “öküz terbiyecisi” adıyla bilinir ve Çin’deki ünlü Sarı Irmak çevresinde kurulan Banpo Köyü uygarlığının MÖ 4500-3750’de evcilleştirmeyi uyguladığı biliniyor. “At keşişleri” olarak bilinen doktorlar MÖ 3000’de topal veya kolik atları başarılı şekilde tedavi etmek için akupunkturu kullandı. Bugün hekimlikte yeniden kullanılmaya başlanan acupuncture (iğneleme) metodunu eski Çin insan ve hayvan hekimleri çok iyi biliyorlardı. 200 çeşit hastalıkta çok etkili olduğu ve iyi sonuçlar alındığı bildirilmektedir. Çiçek hastalığına karşı aşıyı da Çinliler uygulamaktaydılar.

M.S. 2 nci yüzyılda haşhaş anestezi için kullanılmıştır. Gene M.S. 752’de Wang-Too Dış Alemin Sırlar adı altında 40 kısımlık bir kitap yazmıştır. Hekimliğin her kolundan bu arada veteriner hekimlikten, katır, at, sığır ve köpeklerin hastalıklarından bahsetmektir.

Çok eski Çin felsefesine göre erkek ve olumlu unsur yang, dişi ve olumsuz unsur yin‘in birbirleri ile orantılı ve ahenkli olmalarından hayat ve sıhhat doğar. Bu sabit olmayan orantı bozulursa önce hastalık, sonra ölüm meydana gelir.

Eski Mısır Veteriner Hekimlik Tarihi

Mağara duvarlarında hayvanların beslenmelerine ve hastalıklarının sağaltılmalarına ilişkin pek çok resim ve kabartma bulunmuştur. Memphis mabedindeki kabartmalar, Mısır’da hayvancılığın ileri düzeyde olduğunu, veteriner hekimliği eğitiminin MÖ 3000 yıllarında başladığını ve hayvan tedavilerinin bu eğitimi alan kişiler tarafından yapıldığını göstermektedir. O dönemdeki hekimler tedavi uygulamalarını ilaç, dua ve sihirle yapıyorlardı. Sığır, koyun ve keçilerin yanı sıra ahırları dolduran atlar ve eşekler de yayıldı. Memphis Mabedi kalıntılarında kümes hayvanlarının hastalıkları ile ilgilenenlere “tavuk doktoru’’ denildiği bilinmektedir.

Mısır’da veteriner hekimlik tarihi ve insan hekimliği konularında en güvenilir belgeler papirüslerdir. Ebers papirüsü yalnız tıp konusunda değil her konuda en eski ve tam olan kitaptır. Bu papirüste hastalıkların sebebi şeytanlardır. Sihir ve dualarla tedavi edilirler. Papirüste, taurin depresyonu ve üzüntü de dahil olmak üzere gözyaşı kanalı enfeksiyonlarından muzdarip boğalar için çareler listeledi. Ayrıca iç parazitlerden mustarip köpekler için tedaviler de bulundu.

Eski Hindistan Veteriner Hekimlik Tarihi

Dünyada bilinen ilk hayvan hastaneleri ise Kral Asoka zamanında Hindistan’da açılmıştır. Veteriner hekimlik tarihinde önemli bir yeri olan, evcil ve yaban hayvanı ayrımı yapılmaksızın balık, kuş, fil, inek gibi her türlü hayvanın tedavi edilebildiği hayvan hastaneleri olduğu tespit edilmiştir.

Hint mitolojisinde tababetin başlamasının Brahma ile olduğunu kabul edilir. Vedik çağda (M.Ö. 1800-1200) Brahma dünyaya yol göstermek için insan aracıları vasıtasıyla Vedo’ları yarattı. Bu yazıların bir kısmı insan ve hayvan hekimliğine aittir. Vedaların fil tababeti bölümü yazarı Palakapya ve at tabebeti bölümü yazarı da Salihotra olarak bilinmektedir. Fil hastalıklarını tedavi edenler “Palakapya’’, at sağlığı ile ilgilenenIer “Salihotriya” olarak adlandırılmıştır. Salihotra eski veterinerlerin en bilgilisi kabul edildiğinden ondan sonraki veterinerlere Salihotriya denmiştir. Günümüzde Hindistan’ın birçok yerinde veteriner hekimlere “Salutri” denilmektedir

Sümerler Veteriner Hekimlik Tarihi

Mezopotamya’da hüküm süren uygarlıklardan Sümerlerde insan hekimlerine “A-su” hayvan hekimlerine de “Monai-su” adı verilmiştir.

Sümerler birçok bitkilerin farmakolojik etkilerini biliyorlardı. Veteriner hekimlik tarihinde kabataslak, zooloji klasifikasyonu yapmışlar; hayvanları balıklar (ve suda yaşayan diğer hayvanlar), articulata, yılanlar, kuşlar ve dört ayaklılar olmak üzere ayırmışlardır.

Babiller Veteriner Hekimlik Tarihi

Hammurabi Kanunları’nın 224. ve 225. maddelerinde veteriner hekimlerden “öküz doktoru” ve “eşek doktoru” olarak bahsedilmektedir. Veteriner hekimlik tarihinde önemli yeri olan, Babillilerin bıraktıkları en önemli belge olan Hammurabi kanunlarında (M.Ö. 1728-1688) insan ve hayvan için tedavi ücretleri ve başarısız tedavilere verilecek cezalara ilişkin maddeler yer almaktadır. Hekimlik din ve sihirle karışık olarak yapılmaktadır. Özellikle salgın hastalıklar günah işleyen insanları tanrıların cezalandırması olarak kabul ediliyordu. Mezopotamya’da koruyucu hekimliğe önem verilmiştir.

Eski Yunan Veteriner Hekimlik Tarihi

Antik Yunan uygarlığında atların sağaltımı ile ilgilenen kişiler için “at doktoru” anlamına gelen “hippiatroi”,

Bizans imparatorluğunda “hipiater” unvanları kullanılmıştır.

Özellikle Ege bölgesine yerleşmiş olan antik Yunan’da veteriner hekimlik başta at sağlığı olmak üzere önemli derecede gelişmiştir. MÖ IV. yüzyılda yaşamış olan filozof Aristoteles, veteriner hekimlik de yapmıştır. Historia Animalum adlı eserinde hayvan sağlığından bahsetmektedir.

Roma İmparatorluğu Veteriner Hekimlik Tarihi

İlk dönemlerde katır hekimliği ‘’mulo medicus’’, sonra tek tırnaklı hayvanların hekimliği ‘’veterinarius medicus’’ olarak isimlendirilmiştir. Romalılar, hayvan hekimi için ‘’medicus veterinarius’’, hayvan hekimliği mesleği için ‘’ars veterinaria’’ terimlerini kullanmıştır.

‘’Veterinarius’’ terimi ilk kez M.S. 1. yüzyıl eserlerinde görülmektedir. Ancak, hayvan hastalıklarını tedavi etme işi anlamında ilk olarak M.S. 5. yüzyılda kullanıldığı görülmektedir.
Romalılar, bir savaşta zafer sonrası veya her beş yılda bir ‘’suovetarulia’’ adı verilen tören düzenlerdi. Bu törenlerde 1 domuz, 1 koyun, 1 boğa kurban edilirdi. Hayvanlar ‘’suovetaurinarium“ adı verilen yerlerde bekletilirdi. Bu hayvanlarla ilgilenenlere de ‘’suovetaurinarii’’ denilirdi.

Eski etimologlar, ‘’hayvana yük bağlanan bel ve karın bölgesi’’ ve ‘’hayvan hekimliği’’ anlamında ‘’venterina’’ kelimesinin kullanıldığını görmüştür. ‘’Veterinarius’’ kelimesi Latince ‘’yük hayvanı’’ anlamı taşımaktadır

“Medicina Hominem Curat, Veterinaria Humanitatem”
Beşerî hekim insanı tedavi eder, veteriner hekim insanlığı

İslam Uygarlığı Veteriner Hekimlik Tarihi

İslam Uygarlığı’nda 9. ve 15. yüzyıllar arasında at yetiştiriciliği ve hayvan hastalıkları ile ilgili el yazmalarına ‘’baytarname’’, bu kitabı yazanlara, hayvanların beslenmesi, bakımı ve sağlıkları ile ilgilenenlere de ‘’baytar’’ denilmektedir. Türkçe’de birçok yörede hayvanların barınaklarına ‘’ağar ‘’ , ‘’ahır’’ veya ‘’tar’’ denildiği bilinmektedir. Pek çok eski eserde hayvanların sağlıkları ile ilgilenen kişilere ‘’baytar’’, ‘’tarbayı’’ diğer anlamıyla ‘’ahır beyi, imrahor’’ denildiği tespit edilmiştir

İslam dünyasında da veteriner hekimlik diğer bilim dalları ile birlikte gelişme göstermiştir. Çeşitli İslam ülkelerinin kütüphanelerinde atların soy bilgileri, yetiştirilme usulleri, at hastalıkları ve bunların sağaltım yöntemleri üzerine yazılmış sayısız el yazması eser bulunmaktadır. Fürûsiyye, baytara, feresnâme ve baytarnâme gibi adlarla anılan bu eserlerin dili Arapçadır.

Abbasiler’den Ibn Ahi Hizam tarafından (ki kendisinin Türk olma ihtimali fazladır) Arapça olarak yazılan ve daha sonra Farsça, Memluki ve Eski Osmanlıca’ya çevrilen Kitab Al-Furusiya hayvan yetiştiriciliği ve özellikle at hastalıkları hakkında ileri ve geniş bilgiler içermektedir ve yüzyıllarca sonra yaşayan Veteriner Hekimler bile bu kitaptan yararlanmışlardır.

12.yy’da İbn’ül Avvam tarafından yazılan Kitab Al-Falaha’da Veteriner ve Ziraat tarihi yönünden çok önemli bir eserdir. Daha sonraları Ebu Bekr Al-Baytar tarafından yazılan Naseri batılı tarihçilerce orta çağın en iyi Veteriner Hekimliği kitabı olarak kabul edilmiştir. Al Baytar, çeşitli yeni tedavi yöntemleri ile ünlü bir veteriner hekim olarak bilinmektedir. Özellikle evantrasyon için önerdiği cerrahi yöntem ilginçtir.

Veteriner Hekim Terimine Geçiş Süreci

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ilk kez 1934 Yasa Taslağı’nda veteriner terimi yerine hayvan hekimi terimi önerilmiş, tartışmalar sonucunda baytar teriminin kullanılmasına karar verilmiştir. Veteriner hekimlik tarihinde;
‘’Veteriner’’ terimi ilk kez 1937 yılında “Ziraat Vekaleti Vazife ve Teşkilat Kanunu“nda “Veteriner İşleri Umum Müdürlüğü” başlıklı madde ile kullanılmıştır.
‘’Veteriner Hekim’’ terimi ise ilk ke 1954 yılında 6343 sayılı Kanunun birinci maddesinde “Veteriner Fakültelerinden diploma almış olanlara (veteriner hekim) denir.” ifadesi ile kullanılmıştır.

Terimler Sözlüğü

Almanca: Tierarzt, Veterinär
Arapça: طبيب بيطري – بيطري
Çince: 兽医
Fransızca: Vétérinaire
Hintçe: पशु चिकित्सक
İngilizce: Vet, Veterinarian, Veterinary
İspanyolca: Veterinario
Rusça: ветеринарный
Türkçe: Veteriner Hekim
Yunanca: κτηνιατρικός

Ülkelere Göre Ünvanlar

Almanya: (T) Tieraerzt
Arabistan: (BVM&AR) بكالوريوس الطب البيطري والثروة الحيوانية
Çin: (BASc) 农业科学学士
Fransa: (DEDV) Diplome d’Etat de Docteur Veterinaire
Hindistan: (BVSc) पशु चिकित्सा विज्ञान स्नातक
İngiltere: (BVM) Bachelor of Veterinary Medicine
İspanya: (LV) Licenciado en Veterinaria
İtalya: (DMV) Dottore in Medicina Veterianria
Rusya: (VV) Ветеринарный врач
Türkiye: (VH) Veteriner Hekim
Dünyada Veteriner Hekimlik Ünvanlarını İnceleyin

Dünya’da Veteriner Hekimlik Tarihi

Veteriner Hekimlik Tarihinin Son Bir Kaç Yüzyılı

1760’larda Claude Bourgelat, Fransa’nın Lyon kentinde ilk veterinerlik okulunu kurdu. Popüler modern düşünce, bunun, MÖ 9.000’den önceki bir miktar hayvan tıbbına rağmen, veterinerlik tıbbının kuruluşu olduğu yönündedir. Fransa’da okulun açılmasıyla birlikte veteriner hekimliğinin bilimsel çalışması resmen doğmuş oldu.

Son birkaç yüzyıl boyunca insan tıbbı geliştikçe ve ilerledikçe, veterinerlik tıbbı da gelişti. 1700 ve 1800’lerde kolera, Tifo ateşi ve tüberküloz için tedaviler keşfettik. Daha sonra bu tedavileri çiftlik hayvanlarını aynı ölümcül hastalıklardan korumak için uygulayabiliriz. Britanya’da veteriner hekimliği alanının kökleri Odiham Ziraat Cemiyeti’ne dayanmaktadır. Dernek, hayvanların tedavisine bilimsel ilkeleri uygulayan ilk kişi oldu. Oradan başka bir kurum, 1791’de London Veterinary College doğdu.

1863’te Amerika’da, Amerikan Veteriner Hekimler Birliği, alanı tanıtmanın bir yolu olarak ortaya çıktı. Amacı, veterinerlik tıbbının ve uygulayıcılarının ilerlemesini denetlemekti. Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), 1965 yılında veteriner ilaçlarını denetlemek için bir Veteriner Tıp Şubesi ekledi. Daha sonra Veterinerlik Merkezi (CVM) oldu. CVM’nin çalışması, gıda, ilaç ve hayvanlara yönelik diğer ürünlerle ilgili düzenlemeleri denetlemesi bakımından hala önemlidir.

Tarih boyunca yaşanan doğal afetler dışındaki en büyük felaketlere salgın hayvan hastalıklarının neden olduğu kabul edilmektedir. Uygarlıkların başlıca dinamiklerinden birini oluşturan hayvan varlığının sağlıklı durumunda, zenginlik ve mutluluk; salgın hastalıklarında ise, korku, şaşkınlık ve kıtlık yaşanmıştır. Bulaşıcı hayvan hastalıklarının en önemlilerinden biri olan ve varlığını ilk çağlardan beri hissettiren sığır vebası hastalığı, yalnız Avrupa’da, 1711-1769 yılları arasında 200 milyondan fazla sığır kaybına yol açmıştır. Veteriner hekimlik tarihinde de okullaşma süreci başlamıştır.

İtalya ve İngiltere’ de soruna çare bulmak üzere görevlendirilen beşeri hekimler, çözümün ancak veteriner hekimlerin yetiştirilmesi ile mümkün olabileceğini belirtmişlerdir. Veteriner hekimliği eğitimini başlatan, bilgili ve yetkin veteriner hekimleri uygulama alanına yayan tüm Avrupa ülkelerinde, tarım devriminin dayanağını, sağlıklı ve verimli hayvan varlığı oluşturmuş; toplumsal kalkınma ve sanayi devrimi için geniş olanaklar sağlanmıştır.

Sığır Vebası hastalığı ile ilgili olarak

1711 ve 1714 yılları arasında İtalyan Dr. Ramazzini ve Dr. Lancisi ile İngiliz Dr. Bates başta sığır vebası olmak üzere salgın hayvan hastalıklarını incelemekle görevlendirilmişlerdir.

  • İLK KARANTİNA ÖNERİSİ: Dr. Bernardino Ramazzini: Hastalığın bulaşma yollarını incelemiştir. Ölü ve hasta hayvanlar kadar, sağlamların da hastalık etkeni taşıyabileceklerini anlamıştır. Ölülerin gömülmesi, ahırların temizlenmesi ve tütsülenmesini önermiştir. Hasta hayvanların sağlamlardan ayrılması gerektiğini ilerisürmüştür.
  • İLK İTLAF ÖNERİSİ: Dr. Giovanni Lancisi: Etkenin son derece küçük ve zararlı parçacıklar olup, temasla ya a eşyalarla geçebileceğini söylemiştir. Hastalığına yakalanan hayvanların öldürülmesi gerekliliğini bildirmiştir.
  • İLK TAZMİNAT ÖNERİSİ: Dr. Thomas Bates: Hastalık çıkan bütün sürünün öldürülmesi, ölülerin yakılması ve itlaf edilen hayvanların sahiplerine tazminat ödenmesini önermiştir.
  • 1710-1714 yılları arasında Fransa’nın sığırlarının hemen hemen yarısı sığır vebasına yakalanmıştır.
  • Veba, 1750’de tekrardan şiddetlenmiştir. 10 yıl süren faydasız savaştan sonra; ciddi sığır kayıplarının önüne geçilememesi nedeniyle hayvan hastalıkları ile mücadelede insan hekimlerinin yeterli olmadığını ortaya koymuş ve hayvan hekimlerinin yetiştirilmesi kaçınılmaz olmuştur.
  • Böylece dünyada ilk veteriner okulu 1762 yılında Fransa’nın Lyon kentinde Claude Bourgelat tarafından kurulmuştur ve veteriner hekimlik tarihinde yerini almıştır.
  • 1765’te Paris civarında yeni bir okul açılmasına kadar verilince, Bourgelat en iyi öğrencilerinden birkaçını bu amaçla Alfort’a göndermiştir.
  • 1766 yılında Bourgelat’ın direktörlüğünde Alfort Veteriner Okulu açılmıştır.
  • 1825 yılında Fransa’nın üçüncü okulu Toulouse’da açılmıştır.
  • 1800 yılına kadar Avrupa’da toplam 16 okul,
  • 1825’e kadar da 12 Avrupa ülkesinde 30 veteriner okulu eğitime başlamıştır.

Teknolojinin Yükselişi ve Veteriner Hekimlik Tarihi

Bu gelişmelere rağmen, veteriner hekimlikte sadece son 30-40 yılda büyük bir değişim oldu. Sadece çiftlik hayvanları tıbbi bakıma odaklanmaktan uzaklaşıp; kedi, köpek ve diğer küçük evcil hayvanların bakımı için açılmış binlerce veteriner kliniği, poliklinik ve hayvan hastaneleri de açıldı.

Veteriner teknolojisindeki ve teşhisteki gelişmeler, hastalıkları erken teşhis etme yeteneğimizi geliştirmeye devam ediyor. Bu motive edici düzenli sağlık muayeneleri, hastalığı önlemeye veya erken tespit etmeye yardımcı olur. Sağlık ve koruyucu bakım, evcil hayvanlarımıza daha iyi bir sağlık ve daha yüksek bir yaşam kalitesi şansı vermemizi sağlar. Dijital radyoloji, gelişmiş teşhis ve cerrahi ekipman ve ilaçlar gibi araçları kullanarak, onları başarılı bir şekilde tedavi etmek ve daha uzun yaşamalarını sağlamak için daha donanımlıyız.

Hayvanlar ve onların statüleri hakkındaki tutumlar, sağlık bakımına bakış açımızda da değişikliklere yol açtı. Artık diş temizliği, tımar ve masaj ve akupunktur gibi alternatif tedaviler gibi şeyleri içeriyor. Otuz yıl önce, teşhis için tek veteriner ekipmanı röntgendi. Artık dijital röntgen, ultrason, MRI, gelişmiş laboratuvar testleri , laparoskopik teknoloji ve daha fazlasına sahibiz.

Hayvanlar için anestezi ve anestezi izlemesi de çığır açtı ve ameliyatı evcil hayvanlarımız için daha güvenli ve daha etkili hale getirdi. Hayvan ağrısını daha iyi anlayarak, yeni ilaçlar ve alternatif tedavilerle evcil hayvanlarımızda ağrı ve rahatsızlıkları yönetebiliyoruz . Kanser için yeni tedaviler, evcil hayvan sahiplerine evcil hayvanlarıyla daha fazla zaman tanıyabileceğimiz ve bu ekstra aylar veya yıllar boyunca evcil hayvanlara iyi bir yaşam kalitesi sunabileceğimiz anlamına geliyor.

Bu tıbbi değişikliklerle birlikte teknoloji artık hastalarımızla hızı, rahatlığı ve verimliliği artıracak şekilde iletişim kurmamızı sağlıyor. Mesajlaşma, çevrimiçi rezervasyon, uygulamalar; çok daha fazla birbirimize bağlıyız. Veteriner hekimliğin veya bakımın değişmeyen hiçbir yönü yoktur. Yeni teknolojilerin kullanımı değişimin hızını artırmaya devam ediyor. Bu değişiklikler, hayvan dostlarımıza artan bir başarı ile bakmamızı mümkün kılıyor.

Türkiye’de Veteriner Hekimlik Tarihi

Avrupa’da veteriner hekimliği okullarının hızla yayılması sonucunda, tarım devriminin itici gücünü oluşturan hayvan varlığının sağlığı garanti altına alınmış; üretim artışı sağlanmış; hayvan ve hayvansal ürünler, küçük sanayi işletmelerinin ham maddelerini oluşturmuşlardır.

Osmanlı Devleti’nde ise 19. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar ne bir tıp okulu ne de veteriner hekimliği okulu açılabilmiş; insan ve hayvan sağlığı ile ilgili hizmetlerin, ustaçırak ilişkisiyle yetişen ve bilimsel bir nitelik taşımayan bilgiye sahip ampriklerce yürütülmesine devam edilmiştir.

Türkiye’de Veteriner Hekimlik Tarihi Zaman Çizelgesi (Kronolojik)

Türkiye’de Veteriner Hekimliğinde Okullaşma sürecini aşağıdaki zaman çizelgesinden inceleyebilirsiniz.

1835 Veteriner Okulu Tavsiyesi

Prusyalı Ordu Mensubu Yüzbaşı Helmuth Von Moltke, Osmanlı ordusunda islahat yapmak üzere Sultan II. Mahmud tarafından ülkeye davet edilmiş, Osmanlı Devleti’nde askeri uzman ve danışman olarak görev almıştır. Moltke, islahat programına dair fikirlerini 1835 yılında padişaha sunmuş, “ordudaki hayvanların hastalıkları ve meydana gelen kayıplar sebebiyle veteriner okulu açılmalı” tavsiyesinde bulunmuştur. Prusya’dan İstanbul’da veteriner okulu açılabilmesi için yardım istenmiş, Prusya Prensi August, Hassa topçusundaki veteriner hekimlere, en az 3 yıl süreyle, avantajlı şartlarda İstanbul’a tayinini gönüllü olarak isteyen veteriner hekim olup olmadığını sormuş, Prusya’lı Veteriner Hekim Godlewsky tek başına gönüllü olarak İstanbul’a hareket etmiştir.

1842 Askeri Baytar Mektebi

Askeri Baytar Mektebi (Askeri Veteriner Okulu) 1842 yılında açılmıştır. Prusya Kraliyet Tugayı Veteriner Hekimi Godlewsky tarafından eğitim verilen okulun ilk devresinde dersler 12 öğrenci ve tercüman yardımıyla işlenmiş, dersler 3 yıl sonra 1845 yılında tamamlanmıştır. İlk devre eğitimi oldukça zor şartlar altında gerçekleşmiştir. Nedenleri; tercümanın konu hakkında bilgi sahibi olmaması sebebiyle Godlewsky’nin tercümandan önce notlar almasını daha sonra notları tekrar kendisine okumasını istemesi, derslerin ezberlenmek zorunda olması, öğrencilerin ancak Türkçeyi okuyup yazacak kadar öğrenim görmüş olmaları ve dersleri zorunlu olduğu için hevesli olmamalarından kaynaklanmaktaydı.

1849 Öğrenim Süresi 4 Yıl

Askeri Baytar Mektebi’nde öğretim süresi 1849 yılında 4 yıla çıkarılmış, Godlewsky Türkçeyi öğrendiği için dersler Türkçe işlenmeye başlamıştır. 1845 yılında eğitim-öğretim için 32 öğrenci mektebe gönderilse de bunlardan 15’i okuma-yazma bilmediği için mektebe kabul edilmemiş geriye kalan 17 öğrenci ile eğitime devam edilmiştir. Bu 17 öğrenci arasında Türk öğrenler dışında, Arap, Ermeni ve Arnavut öğrenciler de bulunmaktaydı. 1853 mezunlarından iki kişi okulda görevlendirilmiş

1884 Baytar Ameliyat Mektebi

Osmanlı devleti hayvan ıslahı ve hayvanların sağlıklı olması için sadece kendi iç dinamikleri ile değil Avrupa’dan getirttiği muhtelif uzman kişilerden de faydalanma yoluna gitmiştir. III. Selim Anadolu’da büyük ekonomik kayıplara neden olan sığır vebası ile mücadele için İtalyan Valli ve Buçoni adlı iki hekime geniş ayrıcalıklar vererek araştırma yapmalarına olanaklar tanımıştır. 1884 yılında da Belçika’dan veteriner hekim Dezutter getirilerek Taksim’de Baytar Ameliyat Mektebi kurulmuş ve hem ordudaki hayvanların hastalık ve tedavileriyle ilgilenilmiş hem de yeni mezun olan veteriner adaylarına bir yıl süre ile staj yaptırılmıştır.

1889 Mülkiye Baytar Mektebi

Mülkiye Baytar Mektebi (Sivil Veteriner Okulu) 1889 yılında kurulmuştur. Yarbay Veteriner Mehmet Ali Bey’in öncülüğünde 1880-1888 yıllarında çıkarılan veteriner hekimlik ve tarım alanında ilk süreli yayın olan Vasıta-i Servet adlı dergide sivil veteriner okulunun kurulması zorunluluğu defaatle kaleme alınmıştır. Mehmet Ali Bey ve arkadaşlarının çabaları 1889 yılında karşılık bulmuş Mülkiye Baytar Mektebi kurulmuştur.

1893 Mehmet Akif ERSOY

Mülkiye Baytar Mektebi, 1893 yılında Sivil Veteriner Okulu olarak ilk mezunlarını vermiş, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif (Ersoy) okul birincisi olarak mezun olmuştur.

1901 Bakteriyolojihâne-i Baytarinin Kurulması

1901 yılında bakteriyolojihânenin kurulması ile baytarlık alanındaki bilimsel faaliyetlerin (fenn-i baytârî) Osmanlı topraklarında gelişimini sağlamak ve bulaşıcı hayvan hastalıklarının tedavisi, defi ve izalesini sağlamak amacıyla önemli bir adım atılmıştır

1910 Muavin Baytar Mektebi

Mülki Tatbikat-ı Baytariyye Mektebi, Osmanlı Devleti’nin sivil veteriner hekimliği teşkilatını güçlendirecek uzman personel yetiştirmek amacıyla 1910 yılı Ekim’inde açılmış bir meslek yüksekokuludur. Kuruluşunda, salgın hayvan hastalıklarına karşı etkin bir mücadele sağlama hedefi temel etkendir. İlkin Muavin Baytar Mektebi adıyla kurulan okul vasıtasıyla kısa sürede veteriner hekim maiyetinde olmak üzere mesleki hizmet verebilecek uzman memurlar yetiştirilmesi, böylece salgın hastalıklarla daha aktif bir mücadele yapılması planlanmıştır.

1921 Baytar Mekteb-i Alisi

Baytar Mekteb-i Alisi, Askeri Baytar Mektebi ve Mükiye Baytar Mektebi’nin 1921 yılında birleştirilmesi ile açılmıştır. Öğretim, Askeri Baytar Mektebi’nde devam etmiş.

1928 Yüksek Baytar Mektebi

Baytar Mekteb-i Alisi’nin adı Yüksek Baytar Mektebi olarak değiştirildi. Cumhuriyetin ilanından 5 yıl sonra, 1928 yılında okulun adı Yüksek Baytar Mektebi olarak değiştirilmiştir.

1933 Yüksek Ziraat Enstitüsü Baytar Fakültesi

Yüksek Baytar Mektebi Ankara’ya taşındı. Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü kuruldu. Yüksek Ziraat Enstitüsü Baytar Fakültesi açıldı. Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü 2291 sayılı kanun ile 10 Haziran 1933 tarihinde kurulmuştur. 30 Ekim 1933 tarihinde öğretime açılan Yüksek Ziraat Enstitüsü’nde Baytar Fakültesi, Tabii İlimler Fakültesi, Ziraat Fakültesi ve Ziraat Sanatları Fakültesi ile eğitime başlanmıştır. Daha sonraki yıllarda Orman Fakültesi, Fen Fakültesi açılmıştır.

1934 Latince

Bilimsel terimlerde Latince kullanılmaya başladı. Tarih boyunca önemli medeniyetlerin dili olan Latincenin bu özelliğinin hangi sebeplere bağlı olduğunun anlaşılması; diğer dillerin kavranıp öğrenilmesi için mutlak gerekir. Latince uzun yıllar hem bilim dili olmuş hem de diplomatik dil olarak kullanılmıştır. Tıbbi terminolojinin iyi öğrenilmesi sağlıkçıya çalıştığı iş kolunda hata yapmasını önleyip gerekli algıyı sağlayacaktır.

1937 Veteriner

Ziraat Vekaleti Vazife ve Teşkilat Kanunu“ “Veteriner İşleri Umum Müdürlüğü” başlıklı madde ile ilk kez veteriner tabiri kullanılmıştır.

1937 Veteriner Fakültesi

Baytar Fakültesi adı Veteriner Fakültesi olarak değiştirildi. Baytar Fakültesi’nde 1934 yılından itibaren Arapça terimler yerine Latince terimler, “baytar” terimi yerine “veteriner” terimi kullanılmaya başlanmış, 1937 yılında “Baytar Fakültesi” adı “Veteriner Fakültesi” olarak değiştirilmiştir.

1939 5 Yıllık Eğitim

Öğrenim süresi 5 yıla çıkarıldı. 1939 tarihinde Fakültenin öğrenim süresi, o yıl girecek öğrencilerden itibaren beş yıla çıkarılmıştır.

1944 Veteriner Tarihi

1944 yılından itibaren “Veteriner Tarihi” dersleri verilmeye başlanmıştır. Veteriner hekimlik tarihi ile birlikte veteriner hekimliği mesleğinin hem dünyada hem de ülkemizde geçmişten günümüze tarihi gelişimini öğrenmek, veteriner hekim kavramlarına yaklaşımlar, veteriner hekimliğin meslekler ailesindeki yeri, eski medeniyetler ve islam uygarlığında veteriner hekimlik, mesleğin tarihsel gelişimi, mesleki etik kuralları, görev ve sorumlulukları ile eğitim sonrası mesleğe uyumun değerlendirilmesi gibi konular incelenmeye ve öğretime başlanmıştır.

Veteriner hekimlik tarihini öğrenirken, meslek bilinci ve veteriner hekim kimliğini kazanma, mesleki ve sosyal uyum yetenekleri kazanma ile öğrencilerin mesleğe oryantasyonu sağlanır.

1948 Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi

1946 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk üniversite kanunu ile Ankara, İstanbul, İstanbul Teknik Üniversiteleri kurulmuştur. Yüksek Ziraat Enstitüsü 1948 yılına kadar öğretimine devam etmiş 1948 yılında Veteriner ve Ziraat Fakülteleri Ankara Üniversitesine, Orman Fakültesi İstanbul Üniversitesine bağlanmış, enstitü bünyesindeki Tabii İlimler Fakültesi, Fen Fakültesi, Ziraat Sanatları Fakültesi ise Ziraat Fakültesi ile birleştirilmiştir.

1954 Veteriner Hekim

6343 sayılı Kanunun birinci maddesinde “Yüksek veteriner okulları ile veteriner fakültelerinden veya muadeleti Maarif Vekaletince tasdik edilmiş veteriner okullarından diploma almış olanlara (Veteriner hekim) denir.” ifadesi ile ilk kez veteriner hekim ifadesi kullanılmıştır.

1980’li yıllarda Tarım ve Köy işleri Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirilen reorganizasyon çerçevesinde “veteriner hekim” terimi yerine “veteriner” sözcüğü kullanılmaya başlanmıştır.

22.01.2004 tarihinde “190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları” TBMM’de görüşülmüş; “Veteriner” unvanı taşıyanlara “Veteriner Hekim” unvanı verilmesi kabul edilmiştir

Türk Tarihinde Veteriner Hekim Büyüklerimiz

Veteriner hekimlik tarihinde meslek büyüklerimizi, mesleğe ve bilime katkılarını, biyografi ve çalışma alanlarını yayınlayarak her birini saygı ile anıyoruz. Sizlerin de eklemek istediği, önerdiğiniz biyografiler varsa konu altından yorum olarak bildirirseniz sayfaya ekleriz.

Veteriner Hekim Mehmet Âkif Ersoy (1873 – 1936)

“Vatan Şairi” ve “Millî Şair”

Mehmed Ragîf, daha sonra Mehmet Âkif Ersoy (20 Aralık 1873 – 27 Aralık 1936), Türk şair, veteriner hekim, öğretmen ve siyasetçi. Mehmet Âkif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC)[1] ulusal marşı olan İstiklâl Marşı’nın yazarıdır. “Vatan Şairi” ve “Millî Şair” unvanları ile anılır. Mülkiye Baytar Mektebi, 1893 yılında Sivil Veteriner Okulu olarak ilk mezunlarını vermiş, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif (Ersoy) okul birincisi olarak mezun olmuştur. “Çünkü bir tecrübe etsen senin aklın da yatar. Bize insan hekiminden daha lazım Baytar”.

Ord. Prof. Dr. Fazlı Faik YEGÜL (1882–1965)

Nobel ödülü

1882’de Selanik’te doğmuş, ilk orta ve liseyi yine Selanik’te okumuştur. 1889’da Mülkiye Baytar Mektebi Âlisi sınavını üçüncülükle kazanıp girmiş, 1903 yılında okulu birincilikle bitirmiş ve 1906 yılında mezun olduğu okulun kadrosuna alınmıştır. 1909 yılında Avrupa da uzman yetiştirilmesi için açılan sınavda altı kişiden biri olma başarısını göstermiş ve kimya eğitimi almak için Berlin’e gönderilmiştir. Albüminler üzerine yaptığı çalışmada Nobel ödülü kazanmış Profesör Emil Ficher’den yararlanmıştır. Daha sonrada Berlin mezbahasında ve süthanesinde çalışmış ve 1911 yılında İstanbul’a dönmüştür

Muzaffer BEKMAN (1888–1974)

Bakteriyoloji ve Salgın Hastalıklar

1888 yılında Dedeağaç’ta doğmuştur. İköğrenimini Edirne’de, orta öğrenimini aynı il ve İstanbul’da tamamlayarak 1907’de İstanbul Mülkiye Baytar Mektebi”ne girmiş ve 1911’de mezun olmuştur. Bakteriyoloji ve salgın hastalıklar uzmanı Bekman, 43 yıllık resmi görevleri dışında uzun süre veteriner hekimler derneğinin genel sekreterliğine ve yazı işleri müdürlüğünü yapmış; 9 çeşitli oda, dernek ve kurumların çalışmalarına katılmış üyelik ve başkanlıklarda bulunmuştur

Ord. Prof. Dr. Şevki AKÇAY (1888 – 1959)

Ruam, Veba, Şarbon

1888 yılında İzmir’de doğmuştur. İlköğrenimini İzmir’de orta ve lise öğrenimini İstanbul’da Kuleli ve Tıbbiye idadisinde birincilikle tamamlamış 1912 yılında askeri veteriner mektebinden mezun olmuştur. Atlarda Ruam hastalığının araştırmalarında bulunmuş sonrada Edirne’de sığır vebası salgınının söndürülmesinde çalışmıştır. Adana yöresine şarbon hastalığının söndürülmesinde çok gayret göstermiştir. Kurtuluş savaşında da sığır vebası salgının olduğu Bolu’da görev almıştır.

Prof. Dr. Nevzat TÜZDİL (1900 – 1965)

Uluslararası Kongre Temsil

İlköğrenimini Üsküp’te orta öğrenimini İstanbul’da yapmıştır. 1916 da İstanbul Mülkiye Baytar Mektebi Âlisine girmiş ve 1920 de mezun olmuştur. 1925 yılı başında Almanya’ya uzmanlık öğrenimi için gönderilmiştir. Akademik çalışmalarının yanı sıra TÜZDİL uluslararası veteriner hekimliği kongrelerine Prof. Dr. Nejat YALKI ile birlikte Türkiye’yi temsilen dönemin Cumhur Başkanlarının onayı ile katılmıştır

Ord. Prof. Dr. Süreyya Tahsin AYGÜN (1895 – 1981)

Türk Üniversal Antrax Aşısı

1895’de İstanbul’da doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini aynı ilde yaptıktan sonra Haydarpaşa’daki Askeri Veteriner Okuluna girmiş, 1910–1914 yıllarında öğrenimini sürdürürken I. Dünya savaşının çıkması üzerine zorunlu bir aradan sonra 1919–1920’de okulu tamamlayarak Veteriner Hekim Üsteğmen rütbesiyle orduya katılmıştır. . 10 Eylül 1924 te açılan sınavı kazanarak Almanya’ya gönderilmiş, Berlin Devlet Hıfzıssıhha Enstitüsünde bakteriyoloji, viroloji ve bulaşıcı hastalıklar ihtisasını yapmış, 1926 da Berlin Yüksek Veteriner Okulunda doktorasını almıştır. Yaptığı başarılı çalışmalar içinde tüm evcil hayvanlara ve insanlara bulaşan şarbon hastalığı için “Türk Üniversal Antrax Aşısı” bulunmaktadır.

Merver ANSEL (1902 – ?)

İlk Kadın Veteriner Hekim

Merver ANSEL, 1902 yılında Kazakistan’da (Rusya’nın Erenburg kentinde) doğmuştur. Rusya’da tıp eğitimi görürken eğitimini yarım bırakıp Türkiye’ye gelir. Ankara’daki Yüksek Ziraat Enstitüsü Veteriner Fakültesi’ne 1933 yılında kaydını yaptırır. Rusya’da gördüğü tıp öğrenimi sırasında aldığı dersler nedeniyle 2 yıl sonra 1935 yılında ilk kadın Veteriner Hekim olarak mezun olur.

Sabire Aydemir (1910 – 1991)

“Türkiye’nin ilk kadın veteriner hekimi”

1910 yılında Kastamonu İnebolu kazasında doğdu. İlkokulu İnebolu’da, ortaöğrenimini Erenköy Kız Lisesi’de 1933’te tamamladı. Tıp fakültesine giderek doktor olmayı planlarken, o sene ilk olarak veteriner fakültesine kız öğrencilerin alınacağını öğrenince hayvanlara olan sevgisi nedeniyle veteriner hekimliği tercih etmiştir.

Beş yıl fakültede okuduktan sonra 1937 yılında Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden mezun oldu. Mezuniyetinden sonra Ankara Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü’nde bakteriyoloji dalında asistan olarak 5 yıl daha çalıştı; Bakteriyoloji Mütehassısı (uzmanı) unvanını elde etti. Bakteriyolog Veteriner hekim olarak İstanbul Pendik Bakteriyoloji ve Araştırma Enstitüsü; Ankara Etlik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü’nde çalıştı. Gönüllü olarak Anadolu’ya tayinini istedikten sonra görev yaptığı Samsun Atakum’da bulunan Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsünden Bakteriyoloji Mütehassısı Kuduz Laboratuvarı şefi olarak emekli oldu.

Öncü başarılarını onurlandırmak için Türk hükümeti Aydemir’e 1984 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Kadın Veteriner Hekimi plaketini verdi. 2016 yılında ise ölümünden sonra Türk Veteriner Hekimleri Birliği Onur Ödülü’ne layık görüldü.
Gelecek nesil kadınlara ilham verdiğiniz için Dr. Sabire Aydemir’e teşekkür ederiz!

Veteriner Hekimlerin Bilime Katkıları

Veteriner hekimlik tarihinde, bilime katkı sağlayan meslek büyüklerimiz ve yapmış olduğu çalışmalar listelenmiştir.

  • Daniel Elmer SALMON: Theobald Smith ile birlikte, ısı kullanılarak öldürülen domuz kolerası etkeninin domuzlarda bağışıklık sağladığını bulan Salmon, bu buluşuyla “çocuk felci aşısı”nın yapılmasına zemin hazırlamıştır. Ayrıca insan tüberkülozunun yayılışında hayvan vektörlerin (konakçıların) rolünü tespit etmiştir.
  • Jean-Marie Camile GUERİN: Fransız Veteriner Hekim Albert Calmette ile beraber BCG (Bacille Calmette-Guerin) isimli tüberküloz aşını yapmıştır.
  • Gaston RAMON: Tetanoz ve difteri toksinlerini bulmuş ve bu hastalıklara karşı aşı ve serum üretilmesini sağlamıştır.
  • Maurice HALL: Ankilostomiasis (kancalı kurt invazyonu) tedavisinde karbontetraklorür kullanarak daha güvenli bir ilaç olan tetrakloretilenin ortaya çıkmasına önayak olmuştur.
  • Franz BENESCH: Spinal anesteziyi sığır ve atlarda kullanarak insan hekimliğinin özellikle doğum ve cerrahi alanlarında yaygınlaşmasını sağlamıştır.
  • Otto STADER: Bir metal çubuğa sabitlenmiş metal iğneleri kullanarak bandajsız kırık tedavisini ortopediye kazandırmıştır.
  • TABOURİN: Atlar üzerinde ilaçların derialtı kullanımı ile ilgili çalışmalar yapmış ve hekim arkadaşı Pravaz ile birlikte ilkel bir enjektör tasarlamıştır.
  • Frederick BANG: Bruselloza neden olan Brucella bovis’i identifiye etmiştir.
  • Cooper CURTIS: Paraziter hastalıklarda konakçıların oynadığı rolü açığa çıkarmış ve bu hastalıklarla mücadele için bazı yöntemler geliştirmiştir.
  • Karl MEYER: Konserve zehirlenmelerinin nedenlerini ve bunlardan korunma yollarını ortaya koymuştur.
  • Frank SCHOFIELD: Sığırlarda görülen tatlı yonca zehirlenmelerine neden olan bir antikoagulan madde belirlemiştir. Bu madde bugün insanları koroner tromboz olgularında kullanılmaktadır.
  • Adil Mustafa ŞEHZADEBAŞI: Maurice Nicolle ile birlikte sığır vebası etkeninin filtrelerden geçebilen bir virus olduğunu bulmuştur.
  • Süreyya Tahsin AYGÜN: Türk Universal Anthrax Aşısı ve Dayanıklı Kuru Sığır Vebası Aşısını üretmiştir. Hücre kültürü çalışmalarının öncülüğünü yapmıştır.
  • Mahir BÜYÜKPAMUKÇU: Eğrelti otunun kanserojen etkisini bulmuştur

Veteriner Hekim Atasözleri

Veteriner Hekimlik ile ilgili atasözleri, geçmişten günümüze kadar gelen içinde mecazi anlamlar barındıran, eğitici ve öğretici olan, kısa ve özlü öğüt veren cümleler, özlü sözler, ile ilgili çeşitli kaynaklardan yıllar içerisinde toparlanmış ilham verici, mesleği yücelten bilgece düşünülerek öğüt niteliği kazandırılmış cümleler, Veteriner sözleri, espiriler, komik alıntılardan, deyimlerden ve seslenişlerden oluşan koleksiyon hazırlanmıştır.

Anonim ve sözleri söyleyenlerin belli olduğu, Veteriner hekimi olmayı hayal eden ünlüler, hayvancılık ile ilgili söylenen atasözleri ve deyimler, Hayvan Sever sözleri ve alıntılarını yazımızda bulabilirsiniz. Veteriner Hekimlik Tarihinin önde gelen isimlerinden günümüzün haberciler, ünlüler, sporcular, politikacılar, yazarlar arasından söylenen alıntıları paylaşıyoruz. Lütfen Sözler, Deyimler ve Alıntılar konusunu inceleyin, eklemek istediklerinizi yorumlarda paylaşmaktan çekinmeyin.

Çünkü bir tecrübe etsen senin aklın da yatar,
Bize insan hekiminden daha lazım baytar.

Mehmet Akif ERSOY

Denilebilir ki; insan hekimliği, veteriner hekimliği yanında okyanusa karşı iç deniz gibidir.
Beşeri Hekimlik insan için, oysa Veteriner Hekimlik insanlık içindir.

İsmet İNÖNÜ

Bence dünyadaki en iyi hekim; Veteriner Hekimdir. Çünkü hastasına rahatsızlığını soramaz, bunu kendisi bilmek zorundadır.

Will ROGERS

Ayrıca Bakınız

* Veteriner Hekimlik Tarihi konusu veterinerhekim.com.tr sitesi tarafından sunulmuştur ve 10 Ocak 2013 tarihinde yayınlanmıştır, sayfa bilgileri ara ara güncellenmekte ve içerik düzenlenmektedir. Bu sayfaya atıfta bulunarak, siteye link vererek sizlerde içeriği düzenleyebilir ve geliştirebilirsiniz. Konu ile ilgili eleştiri, yorum ve önerilerinizi aşağıda bulunan yorumlar kısmına yazmaktan çekinmeyin, fikirleriniz ve düşünceleriniz bizim için de önemli.

* En son güncelleme 10 Ağustos 2022. Sizde Veteriner Hekimlik Tarihi ile ilgili fikirlerinizi çekinmeden yorum olarak bu konuya yazarak sayfanın gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz.

Kaynaklar

  1. Resmi Gazete: KAMU DIŞINDA GÖREV ALAN VETERİNER HEKİMLERİN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR TEBLİĞ  https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/07/20150713-9.htm
  2. 6343 Sayılı Kanun Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimleri Birliği İle Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun – https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.6343.pdf
  3. Türkiye’de veteriner hekimlik öğretiminin başlangıcı ve bugüne kadar geçirdiği safhalar üzerinde yeni araştırmalar / Nihal ERK – http://vetjournal.ankara.edu.tr/tr/pub/issue/57815/820833
  4. 19. Yüzyıl Sonlarında Osmanlı Devletinde Veteriner­lik Mesleği ile İlgili Bir Değerlendirme / Zeynel ÖZLÜ – https://dergipark.org.tr/tr/pub/ttkbelleten/issue/52521/690381
  5. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi – Tarihsel Gelişimi – http://www.veterinary.ankara.edu.tr/tarihce/
  6. Türk Tarihinde Veteriner Hekim Büyüklerimiz / Şule OSMANAĞAOĞLU – https://dergipark.org.tr/tr/pub/vetheder/issue/34346/379382
  7. Veteriner Hekimlik Tarihi Hakkında Notlar / İstanbul Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü – https://vetkontrol.tarimorman.gov.tr/pendik/Sayfalar/Detay.aspx?SayfaId=32
  8. Ziraat Vekâleti Vazife ve Teşkilât Kanunu. Kanun No: 3203 – https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/3630.pdf
  9. Mülki Tatbikat-ı Baytariyye Mektebi (Muavin Baytar Mektebi): Kuruluşu ve İşleyiş Esasları / Seda TAN, Savaş Volkan GENÇ – http://vetdergikafkas.org/uploads/pdf/pdf_KVFD_L_2417.pdf
  10. VeterinerHekimiz.Biz internet sayfası ile sosyal medya ağlarından iletilen Veteriner hekimlik tarihi ile ilgili bilgiler ile VeterinerHekim sayfalarından alıntılar Veterinarium
  11. Resmi Gazete – İstiklâl Marşı’nın Kabul Edildiği Günü ve Mehnet Akif Ersoy’u Anma Günü Hakkında Yönetmelik – https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2008/03/20080307-5.htm
  12. Türk Veteriner Hekimleri Birliği Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Uygulama Yönetmeliği – https://www.mevzuat.gov.tr/anasayfa/MevzuatFihristDetayIframe?MevzuatTur=7&MevzuatNo=10644&MevzuatTertip=5
  13. Google Trend : Dr. Sabire Aydemir’in 112. Doğum Günü – https://www.google.com/doodles/dr-sabire-aydemirs-112th-birthday
  14. Billings, Frank Seaver. The Relation of Animal Diseases to the Public Health: And Their Prevention. 1884: D. Appleton.
  15. Dunlop, Roberrt H., Williams, David Jon. Veterinary Medicine: An Illustrated History. 1996: C. F. Mosby Company, St. Louis, Missouri.
  16. Fischer, Klaus-Dietrich. Ancient Veterinary Medicine: A survey of Greek and Latin sources and Medizinhistorisches Journal Bd. 23, H. 3/4 (1988), pp. 191-209.
  17. Noel, James Adams. Pelagonius and Latin Veterinary Terminology in the Roman Empire. Vol. 11 of Studies in ancient Medicine. 1995: Brill.
  18. R. Somvanshi. “Veterinary Medicine and Animal Keeping in Ancient India.” Ancient Agri-History, Issue 2; Volume 10; 2006, pp. 1-12.
  19. Conni Lord. “One and the Same? An Investigation into the Connection between Veterinary and Medical Practice in ancient Egypt.” Veterinary Medical Practice, 2015, pp. 140-154.
  20. Dr. Earl Guthrie. “History of Veterinary Medicine.” Iowa State University, Volume 2; Issue 1; 1939, pp. 1-6.
  21. Treistman, J. M. The Prehistory of China. Wren Publishing, 1982.
  22. Kramer, S. N. History Begins at Sumer. University of Pennsylvania Press, 1988.

Veteriner Hekim

Üyelik Tarihi:  8 October 2021